“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 06/12/2016 tarih ve 2011/521 E- 2016/413 K. sayılı kararın davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabul-kısmen reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 10/07/2019 tarih ve 2017/5907 E- 2019/1515 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi asıl dava bakımında davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, asıl davada ABD ‘de tescilli patent ile Türkiye’de tescilli markalarına dayanarak, metalin ergitilerek yabancı maddelerden arındırılmasıyla ve özellikle indiksiyon ergitmesi ve tutma ocakları ile ilgili buluş geliştirdiklerini, davalının yazılı tescilli haklarına tecavüz oluşturacak nitelikte üretim yaptığını ileri sürerek marka ve patent haklarına tecavüzün tespiti, davalının haklarına tecavüz eden marka ve patentlerinin iptali ile hükümsüzlüğüne, tecavüz oluşturan işbu ürünlerin toplatılmasına, şimdilik 15.000,00TL maddi, 250.000,00TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı şirketin tecavüz ve marka iptaline ilişkin mahkeme kararının masrafı davalıdan alınmak suretiyle trajı en yüksek 5 ulusal gazeteden birinde yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili asıl davada, davacı markaları ile müvekkili markalarının benzer olmadığını, davacının Türkiye’de tescilli patenti bulunmadığını savunarak asıl davanın reddini, karşı davada ise karşı davalının kötüniyetle davalar açarak haksız rekabet yaptığını ileri sürerek haksız rekabetin tespitini, men’ini, 50.000,00TL manevi tazminat, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00TL maddi tazminatın faizi ile birlikte tahsilini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacının Türkiye’de tescilli patenti bulunmadığı, taraf markalarının da benzer bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davalının eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğu gerekçesiyle karşı davanın kısmen kabulü ile davacı-karşı davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, 25.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı/karşı davalı vekili asıl dava bakımından istinaf etmiştir.

Yargıtay Kararı


Bölge adliye mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacının patent üzerinde hakkını ileri sürdüğü patentin kendisi değil ABD menşeli bir şirkete ait olduğundan ilk derece mahkemesinin asıl davaya ilişkin red kararının yerinde olduğu, karşı davada ise ilk derece mahkemesi tarafından hükmedilen maddi tazminat miktarının yüksek olduğu, 6098 sayılı TBK 50/2 maddesi gereğince, davacı-karşı davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, mahkeme kararının kaldırılmasına, asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davacı-karşı davalının eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, 10.000TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatının 25.10.2011 karşı dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmiştir.


Kararı, davacı/karşı davalı vekili asıl dava bakımından temyiz etmiştir.


İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince asıl davaya ilişkin esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına ve ileri sürülen temyiz nedenlerine göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl dava bakımından davacı-karşı davalı vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl dava bakımından davacı-karşı davalıdan alınmasına, 03/03/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Kaynakça ; Yargıtay