“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/04/2016 gün ve 2015/60 – 2016/103 sayılı kararı bozan Daire’nin 18/09/2018 gün ve 2016/14012 – 2018/5392 sayılı kararı aleyhinde davalılar vekilleri tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin davalı TPMK nezdinde 2003/30274 sayı ile tescilli “…” 43. sınıf hizmetleri kapsayan markasının bulunduğunu, ayrıca 2009/47746 sayılı 29, 30, 32, 33. sınıf malları kapsayan “…” ibareli ve “… WİNE” ibareli 33. sınıf malları kapsayan markalarının bulunduğunu, davalı tarafın “Antıque House Cafe Restaurant + şekil” ibareli 30 ve 43. sınıf mal ve hizmetleri kapsayan marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkili tarafından başvuruya 556 sayılı KHK’nın 8/1-b 8/3 ve 8/4 maddeleri uyarınca yapılan itirazın reddedildiğini, oysa başvuru ile müvekkili markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu, müvekkilinin serisi izlenimi oluştuğunu, unvanının da aynı ibareden meydana geldiğini, müvekkili markalarının tanınmış olması karşısında başvurunun reddine karar verilmesi gerekirken müvekkili itirazının reddedildiğini ileri sürerek YİDK’nin 14-M-15863 sayılı kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.

Davalı İddia ve Görüşleri


Davalı TPMK vekili, kurum kararının yerinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.


Davalı şirket vekili, müvekkilinin başvurusu ile davacı markaları arasında görsel, işitsel ya da anlamsal açıdan iltibas bulunmadığını, “house” ibaresi her iki markada da kullanılmasına rağmen her iki marka için de esas unsur olmadığını, davacı markasında “The” sözcüğü hakim unsurken, müvekkilinin markasında hakim unsurun “Antique” sözcüğü olduğunu, bu sebeple iltibasa yol açacak bir benzerliğin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davacı markalarının kapsamı ile davalı başvurusunun kapsam olarak örtüştüğü, markalara bir bütün olarak bakıldığında davacı markalarında esas unsurun “ev” anlamına gelen “THE HOUSE” ibaresi olduğu, başvuruda ise esas unsurunun “ANTIQUE” ve “HOUSE” olduğu, şekil unsurunun ise tali unsur olduğu, kelimeler üzerinden gidildiğinde, markanın Türkçe anlamı itibariyle esas vurgunun “ev” kelimesinden çok “antika” kelimesi üzerinde yoğunlaştığı, bir bütün halindeki “antique house” kelimelerinde esas ve önde gelen vurgu ile hafızada yer eden kelime “ev” den çok “antika” vurgusu olduğu, markaların bu ibareler itibariyle aynı olmadığı, tescilli markalar ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil, anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işletmesel bağlantılandırması tesis eden herhangi bir unsurun bulunmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olmadığı ve aralarında iltibas tehlikesinin bulunmadığı, davacının 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesi hükümlerine dayanarak davalı başvurusunu engellemesinin mümkün olmadığı, davacının “…” markasının tanınmışlığını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce bozulmuştur.


Bu kez davalılar vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Yargıtay Kararı


Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalılar vekillerinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekillerinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 38,50 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 477,45 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalılardan ayrı ayrı alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 09/06/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

 Kaynak; Yargıtay