“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/07/2016 gün ve 2014/413 – 2016/176 sayılı kararı onayan Daire’nin 03/10/2018 gün ve 2017/170 – 2018/5946 sayılı kararı aleyhinde davacılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkili şirketin TPMK nezdinde 2012/85301 sayı ile “SEDEF ŞEKERLEME” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun TPMK Resmi Markalar Bülteninde yayınlandığını, davalı şirketin 1987/98800, 2002/04933, 2004/36352 sayılı “ÜLKER SEDEF”, “ÜLKER YILDIZ SEDEF” ibareli markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabul edilerek başvurularının reddine karar verildiğini, bu ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin bu kez YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini oysa, markalar arasında iltibasa ve tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açabilecek bir benzerliğin söz konusu olmadığını, müvekkilinin 1972 yılından bu yana kesintisiz bir şekilde “Sedef Şekerleme” unvanı adı altında ticari faaliyetlerini sürdürerek markayı maruf hale getirdiğini, ortalama tüketicinin markayı bir bütün olarak algıladığını, müvekkili başvurusunun şekil unsuru da içerdiğini ancak, davalıların sadece “Sedef” ibaresini dikkate aldığını, markanın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, önceye dayalı hakkın ispat edildiğini, red kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, TPMK YİDK kararının iptali ile marka başvurusunun müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, mal ve hizmet sınıflarının aynı benzer olduğu, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu, davacının “Sedef” ibareli markayı 1970’li yıllardan beri kesintisiz olarak kullandığı, bu ibarenin davaya konu emtialar üzerinde ilk önce davacı tarafından kullanılmaya başlandığı, bu noktada öncelikli tescilsiz marka hakkı bulunduğu, davalının da 23.06.1987 yılında yapılmış olan “Ülker Sedef” ibareli tescilli markası olduğu, davalı lehine de marka tescili ile doğan bir hakkın mevcut olduğu, tescilde öncelik ve teklik ilkesi gereği mükerrer marka tescillerine izin verilmeyeceği, aynı mallarda aynı ibarenin korunmasının mümkün olmadığı, YİDK kararının yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.


Davacılar vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Yargıtay Kararı


Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 38,50 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 477,45 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 11/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak; Yargıtay