“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/04/2016 gün ve 2014/404 – 2016/89 sayılı kararı bozan Daire’nin 20/06/2018 gün ve 2016/11798 – 2018/4630 sayılı kararı aleyhinde davalı TPMK vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin 2010/22808 sayılı “OSMANLI ÇİNİ ATÖLYESİ BEKİR …” ibareli markanın sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “OSMANLI ÇİNİ …” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2011/83311 kod numarasını alan başvurunun ilanı üzerine itirazda bulunulduğunu, itirazın yerinde görülmeyerek reddedildiğini, kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, davacıların murisi …’ın 1989 yılında “Osmanlı Çini Atölyesi …” ismiyle çalışmalarına başlamış olduğunu ancak faaliyetini “Osmanlı Çini” olarak sürdürdüğünü, her iki işletmenin de çini satmakta olduğunu, Osmanlı Çini ibareli ticaret unvanının 1973 yılından itibaren davacıların murisi adına tescilli olduğunu, davalının …’ın 2010 yılında ölümünden sonra 2011 yılında söz konusu unvanı kendisine mal etmeye çalıştığını, iyi niyete aykırı olduğunu ileri sürerek YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı TPMK vekili, markalar arasındaki müşterek “Osmanlı çini” ibaresinin ayırt ediciliği olmadığını, markalar arasındaki ayırt ediciliği tesis edecek unsurun … ve Bekir … olduğunu, karıştırma ihtimali bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.


Davalı … vekili, müvekkilinin yaptığı iş ile davacının yaptığı işin kapsamının farklı olduğunu, ticaret siciline tescil ettirmiş olduğu “Osmanlı çini” unvanı ile “Osmanlı Çini Atölyesi Bekir …” arasında iltibasa neden olacak bir durum olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, başvuru kapsamındaki çekişmeli mallar ve hizmetlerin makul seviyede bilgilenmiş, özenli ve dikkatli ortalama tüketiciler yönünden, benzer olmadığını, başvuru ile önceki markaların da işitsel, görsel, kavramsal olarak ve genel izlenim itibariyle karıştırılması riski bulunacak düzeyde benzer olmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b hüküm anlamında tescil engelinin gerçekleşmediği, itiraza mesnet markanın, başlangıçtan itibaren veya kullanımla sonradan kazanılmış yüksek bir ayırt ediciliğinin olduğundan söz edilemeyeceği, başvuruda yer alan ilavelerin çekişmeli mal ve hizmetlerin ortalama tüketicileri bakımından farklı algılanmalarına yeterli olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacılar vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce bozulmuştur.


Bu kez davalı TPMK vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Yargıtay Kararı


Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı TPMK vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı TPMK vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 38,50 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 477,45 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 25/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak; Yargıtay