“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : 2. FİKRÎ VE SINAÎ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/03/2015 gün ve 2013/150 – 2015/27 sayılı kararı onayan Daire’nin 26/06/2018 gün ve 2016/13511 – 2018/4821 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin tescilli tanınmış “AVVA” markası bulunduğunu, davalının müvekkiline ait markayı gözlük emtiasında tescil ettirdiğini, davalının kullanımın haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek davalı markasının hükümsüzlüğünü, sicilden terkini, müvekkili markasına haksız tecavüzün tespiti, men-i ve ref’i, haksız rekabetin tespiti, men-i ve ref-i talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.


Davacı vekili bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

Yargıtay Kararı


1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen aşağıdaki bent dşında kalan sair karar düzeltme istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.


2-Dava, marka hakkına tecavüzün önlenmesi, haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve sonuçlarının ortadan kaldırılması ve davalı markasının hükümsüzlüğü talebine ilişkin olup mahkemece, davacının 5 yıldan daha uzun bir süredir sessiz kaldığı, bu sürenin hükümsüzlük davası açılmasında hak düşürücü süre olduğu ve davalının kötüniyetinin de ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.


Ancak, davacı tarafından hükümsüzlük istemi ile birlikte davalının markasını tescil ettirdiği şekilde kullanmadığı ve bu sebeple haksız rekabet teşkil eden eylemlerde bulunduğu iddia edilerek haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve sonuçlarının ortadan kaldırılması da talep edilmiş olup mahkemece bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmamış; davacı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 26.06.2018 tarihli onama ilamının kaldırılarak, mahkemece verilen kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair karar düzeltme istemlerinin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin Dairemizin Dairemizin 26.06.2018 tarih, 2016/13511 Esas – 2018/4821 Karar sayılı onama ilamına yönelik karar düzeltme isteminin kabulü ile mahkemece verilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 26/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak; Yargıtay