“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/12/2015 gün ve 2014/90 – 2015/347 sayılı kararı onayan Daire’nin 16/05/2018 gün ve 2016/11793 – 2018/3638 sayılı kararı aleyhinde davalı şirket vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, davalının 2011/2798 numaralı “kozay a/30 briç oyun kağıdı şekil” ibareli marka tescil başvurusunun müvekkilinin önceki tarihli sair markaları ile benzer olduğunu, davalı marka başvurusunda anonim şekil, desen, renk, ibare, aynı renklendirmede aynı ton kullanıldığını, ayrıca davalı marka başvurusunun 556 sayılı KHK’nin (c), (d) ve (e) bentleri kapsamında mutlak reddinin gerektiğini, davalının tüm dünyada imal edilen tüm oyun kağıtlarında ortak kullanılan sözcük ve ibareleri davaya konu marka tescilinde kullandığını ve oyun kağıtlarında kullanılan anonim desenleri ve renkleri, standart nitelikteki paket şeklini de içeren markayı kötü niyetli olarak adına tescil ettirmeye çalışmasının kötü niyetli olduğunu, dava konusu marka üzerinde bulunan ve oldukça küçük şekilde yer verilen “angora” ibaresinin markanın esas unsurunu oluşturmadığını, Kızılay Derneğine ait ay şeklini kullanmasının kötü niyetin göstergesi olduğunu, davaya konu markanın tüketici nezdinde mal ve hizmet tercihinde iltibasa sebebiyet verecek derecede karıştırılma ihtimalinin söz konusu olduğunu ileri sürerek, 2013-M-7378 numaralı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.


Davalı kurum vekili, davaya konu markada yer alan desen unsurunun ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, bu ve benzeri desenin birçok iskambil kağıdında kullanılan bir desen olduğunu, anonim olarak bu desenlerin birçok üründe yakın formda kullanılmasının üründe şekilden ziyade ismi ön plana çıkaracağını, markada yer alan A30, KOZAY ve O.K. ifadelerine bakıldığında şekilli markada esas unsurun KOZAY ifadesi olduğunu, A30 ve O.K. ifadelerinin markada tamamlayıcı unsur olduklarını, ortalama tüketicinin kıraathane, briç, kafe işletmecileri olduğunu, bu kişilerin oyun kağıdı seçimi yaparken uzun ömürlü olan, pürüzlü, dayanıklı oyun kağıtlarını tercih edeceğinden bu nedenle oyun kağıtları açısından ortalama tüketici kitlesinin daha bilinçli ve özenli olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı şirket vekili, TPE sicil kayıtlarında yaptıkları araştırmada davacının 28. sınıfa dâhil mallarda KOZAY markası ile iltibas yaratan-benzer bir markasının varlığını tespit edemediklerini, ürün ambalajı ile birlikte gerçekleştirdikleri markanın tescil engelinin bulunmadığını, tüm dünyada oyun kağıtlarının aynı boyutlarda, aynı renklerde (kırmızı ve lacivert), aynı ya da ayırt edilemeyecek kadar aynı desenli ambalajlar içinde satışa arz edildiklerini, malları birbirinden ayıranın ambalaj üzerinde yazılı köken gösteren, ayırt edicilik niteliği haiz, işitsel olarak güçlü kelimeler ve/veya özgün işaretler olduğunu, bu malların satın alınması noktasında ambalajın etkisinin olmadığını, davaya konu markanın esas unsurunun KOZAY ibaresi olduğunu, müvekkilinin piyasada tekel olma gibi bir düşüncesinin olmadığını, müvekkilinin seri markaları bulunduğunu, YİDK kararının yasaya uygun olduğunu, davacının dava dilekçesinde bildirdiği bir kısım marka başvurularının dava konusu ile bir ilgisinin olmadığını, davacının dayandığı kararların dava konusunu ispata ilişkin veri içermediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalılar vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.


Bu kez davalı şirket vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Yargıtay Kararı


Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı şirket vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı şirket vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 38,50 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 477,45 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 20/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak; Yargıtay