“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04/05/2017 tarih ve 2014/558 E- 2017/183 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 05/07/2018 tarih ve 2018/1129 E- 2018/796 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından duruşmalı istenmiş olup, duruşma için belirlenen 25.02.2020 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkili şirketin 02.05.1972 tarihinde “ERG İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş” ticaret unvanı Ankara Ticaret Siciline tescil edildiğini, ticaret unvanının esaslı unsuru olan “ERG” ibaresi ile inşaat alanındaki çalışmaları ile 43 yıldır faaliyetlerini sürdürdüğünü, müvekkili şirketin 2005 yılından bu yana tescilli 2005/11000 numaralı “ERG” markasının bulunduğunu, davalı şirketin ise 06.11.2006 tarihinde kurulduğunu ve davalının ticaret ünvanının birebir müvekkili şirketin ticaret unvanını içermesi nedeniyle bu ünvanın silenmesine yönelik açılan davanın kabul edildiğini ve davalının ticaret unvanındaki “ERG” ibaresinin silinmesine karar verildiğini ve anılan kararın kesinleştiğini, davalının ticaret unvanının terkinine rağmen 28.11.2014 tarihinde ticaret unvanı değişikliğine giderek “EREGE İnşaat Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti.” unvanını aldığını, davalı şirketin ticaret unvanında bulunan “EREGE” ibaresinin sesçil olarak müvekkili şirketin “ERG” ibaresi ile benzer olduğunu, müvekkili markasının açılımı olduğunu, davalı tarafça bu unvanın alınmasının iyiniyetli bir davranış olmadığını, davalı şirketin 2009 yılından beri ihlali, marka benzerini tekrar tescil ettirmek suretiyle, ısrarla sürdürmesi sebebiyle müvekkili şirketin lehine manevi tazminatın koşullarının oluştuğunu ileri sürerek davalının eyleminin marka hakkının ihlali olduğunun tespitine, davalının ticaret ünvanından “EREGE” ibaresinin silinmesine ve 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile kararın ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, davacı şirketin açmış olduğu dava sonucunda kurulan hükümden sonra müvekkili şirketin, mahkemenin hükümsüzlük kararına uyarak ticaret unvanını “EREGE İNŞAAT TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ.” olarak değiştirdiğini, davacıya ait “ERG” markası ile müvekkil şirket adına hem tescilli ticaret unvanı olan hem de müvekkil şirketin tescilli markası olan “EREGE” ibaresi arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, kötü niyetin ispatlanamadığını davacının 2010 yılında tescil edilen “EREGE” markasına itiraz etmediğini bugüne kadar da herhangi bir ihtilaf veya talebinin olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, davalının kötü niyetle hareket ederek ticaret unvanının terkinine karar verilmesine rağmen eski unvanın açılımından okunuşundan ibaret yeni ticaret unvanını tescil ettirmesinin ve bunun bir zorunluluktan kaynaklanmamasına rağmen mahkeme hükmünü dolanmak amaçlı ve önceki ticaret unvanının devamı niteliğinde MK ve TTK hükümlerine aykırı bir haksız eylem niteliğinde olması, davacıyı ticaret unvanı terkin davası açmak zorunda bırakacak şekilde unvanı bilerek seçmesi ve haksız eylem şeklindeki bu eylem nedeniyle davacının manevi ticaret varlığında meydana gelen kayıp ve zararlar nedeniyle manevi tazminat talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı ticaret ünvanından EREGE ibaresinin terkinine, manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile 4.000 TL manevi tazmitanın tescil tarihinden (12/05/2014) itibaren değişir oranlarda ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminata yönelik fazlaya dair talebin reddine, hüküm özetinin türkiye genelinde yayın yapan tirajı yüksek bir gazetede masarf davalıdan alınmak kaydı ile bir kez ilanına, sair taleplerin reddine karar verilmiş; karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.


Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, davacı yana ait markanın “ERG”, davalı yanın ticaret unvanının da “EREGE” şeklinde olduğu, hal böyleyken, davacı markası ile davalı yan ticaret unvanının kök unsurunun, tarafların aynı alanda faaliyet göstermeleri hususu da dikkate alındığında, tüketici nezdinde karıştırma ihtimali doğuracak düzeyde benzer olduğu, davalının “EREGE” ibaresine yönelik markasal kullanımlarının adına Türk Patent Enstitüsü’nde tescilli 2010/28017 sayılı “EREGE” markası kapsamında kalacağı, diğer bir deyişle davalı yanca gerçekleştirilen kullanımların tescilli ticaret unvanı ve tescilli marka hakkı kapsamında kalması nedeniyle haksız rekabet olarak kabul edilemeyeceği, ancak davalının, ticaret unvanından ERG ibaresinin terkinine karar verildiği halde, “EREGE” ibaresini ticaret unvanının esas unsuru olarak yeniden belirlemiş olmasının iyi niyet ve dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı, TTK’nın 52. maddesine göre de ticaret ünvanının ticari dürüstlüğe aykırı şekilde kullanımı durumunda manevi tazminat istenebileceği, takdir edilen manevi tazminatın dosya kapsamı ile uyumlu bulunduğu gerekçesi ile, davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.


Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 18,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 27/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak; Yargıtay