“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ


TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/05/2015 gün ve 2014/157 – 2015/171 sayılı kararı onayan Daire’nin 08/05/2017 gün ve 2015/14056 – 2017/2708 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, “BMS+ŞEKİL” ibare ve biçimli 11. sınıf ürünleri içeren 12.01.2005/59135; “BMS+ŞEKİL” ibare ve biçimli 8.sınıf ürünleri içeren 12.06.1998/195310 ve “BMS+ŞEKİL” ibare ve biçimli 4, 28, 29, 30 ve 32. sınıf ürünleri içeren 01.10.2010/62837 sayılı markaların sahibi olan, “BMS” ibareli tanıtım işaretinin gerçek ve öncelikli hak sahibi olan, bu işaret üzerinde müktesep hakkı bulunan, işarete kullanımla ayırt edicilik kazandıran, müşterileri nezdinde tanınan müvekkilinin, 15.12.2011 tarihinde gerçekleştirdiği 35/1.sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için sıhhi tesisat, vitrifiye, su yumuşatma cihazları, su arıtma cihazları, atık arıtma tesisatı ürünlerinin bir araya getirilerek sunulması hizmetlerini (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, kataloglar ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” içeren, “BMS+ŞEKİL” ibareli, 2011/111089 sayılı marka tescil başvurusunun Markalar Dairesi tarafından müvekkilinin eski bayisi olan kötüniyetli davalı şirkete ait “BMS+ŞEKİL” ibareli, 35.sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için su arıtma cihazları ve ekipmanlarının bir araya getirilerek sunulması hizmetlerini (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, kataloglar ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” içeren 09.12.2011/107781 sayılı marka tescil başvurusu mesnet alınarak 556 sayılı KHK’nın 7/b maddesi uyarınca reddedildiğini, ret kararının kaldırılması amacıyla itirazda bulunduklarını, ancak itirazın YİDK’nın 2014/M-2992 sayılı kararıyla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalılar davanın reddini savunmuştur.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davanın reddine dair karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.


Davacı vekili bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

Yargıtay Kararı


1- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen davalı şirket aleyhinde sair karar düzeltme istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.


2- Dava, marka başvurusunun mutlak red nedenleri ile kısmen reddine dair verilen TPMK YİDK kararının iptali talebine ilişkindir.


Davacı, 15.12.2011 tarihinde 2011/111089 başvuru numaralı BMS+şekil ibaresinin adına marka olarak tescilini talep etmiş olup, TPMK YİDK kararı ile nihai olarak başvurunun kısmen reddine karar verilmiştir. Mahkemece TPMK YİDK karar tarihinde davalı şirketin henüz başvuruya ilişkin bir itirazı olmadığından adı geçen yönünden davanın pasif husumet yokluğundan, davalı TPMK yönünden ise davanın esastan reddine karar verilmiştir.


Ancak, gerek dava konusu başvuru ve gerekse TPMK tarafından mutlak red nedeni olarak dikkate alınan davalı şirketin 09.12.2011 tarihinde 2011/107781 kod numarasını alan BMS+şekil işaretinden oluşan marka başvurusu karma marka niteliğinde olup, işaretlerin 566 sayılı KHK’nın 7/1-b bendi anlamında aynı ya da ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğundan söz edilemez. Dava konusu başvurunun TPMK tarafından ilanı halinde itiraz olunduğu takdirde söz konusu işaretlerin 556 sayılı KHK 8/1-b bendi anlamında iltibas tehlikesine yol açacak şekilde benzer olup olmadıklarının tartışılması sonucu davacı başvurusunun reddedilip edilmeyeceğinin göz önüne alınması gerekirken mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair karar düzeltme istemlerinin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 08.05.2017 tarih 2015/14056 E 2017-2708 K sayılı onama ilamının kaldırılarak, mahkemece verilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 19/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynakça ; Yargıtay