“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA


Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/11/2015 gün ve 2014/254 – 2015/261 sayılı kararı onayan Daire’nin 27/09/2017 gün ve 2016/2527 – 2017/4807 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, davalı şirketin 2012/13314 sayılı “ROMANCE” ibareli marka başvurusuna müvekkilinin “ROMAN” asıl unsurlu markalarına dayanarak yaptığı itirazın önce Markalar Dairesi Başkanlığı, ardından YİDK tarafından reddedildiğini, ancak işaretler arasında büyük benzerlik bulunduğunu, davacının “ROMAN” markasının tanınmışlık vasfını taşıdığını, nitekim TPMK tarafından da sektörel tanınmış marka olarak kabul edildiğini, başvurunun tescili halinde davacı markasının ayırt edici karakterinin zedeleneceğini, davalı şirkete haksız yarar sağlayacağını, tüketiciler nezdinde iltibasa sebebiyet vereceğini, “ROMANCE” ibareli markaların mahkemelerce hükümsüz kılındığını ileri sürerek 2014-M-4065 sayılı YİDK kararının iptalini, 2012/13314 başvuru numaralı “ROMANCE” ibareli marka tescil edilmiş ise hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı TPMK vekili ile davalı şirket vekili, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Yargıtay Kararı


Dava, TPMK YİDK kararının iptali ile davalı şirket adına başvurusu yapılan 2012/13314 sayılı “ROMANCE” ibareli markanın tescili halinde hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

Mahkemece, davacı adına tescilli “ROMAN” ibareli markalar ile davalı şirketin tescil başvurusuna konu “ROMANCE” ibareli marka arasında ortalama tüketiciyi iltibasa düşürecek derecede benzerlik bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi hükmü uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescili için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescili için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal ve hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescili için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa, marka sahibinin tescile itirazı üzerine başvurunun reddine karar verilir.

Marka hakkının ihlalinden söz edebilmek için, iltibas tehlikesi gerekli ve yeterlidir. Bu ihtimalin gerçekleşebilir olması önemlidir. Bunun tespitinde ortalama alıcılar dikkate alınacaktır.


Somut olayda taraf markaları “ROMAN” ve “ROMANCE” ibarelerinden oluşmakta olup bu işaretler arasında benzerlik olduğu kabul edilmeli, en azından, bu benzerliğin ortalama alıcılar arasında markaların sahibi firmalar arasında irtibat olduğu sonucunu doğurabilecek nitelikte bulunduğu benimsenmelidir. Nitekim, Dairemizin 2015/7119- 2016/1435 E.-K. ve 2015/7960- 2016/2420 E.K. sayılı ilamları ile davacının “ROMAN” ibareli markaları ile “ROMANCE” ibareli işaretler arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi anlamında iltibas bulunduğunun kabulüne dair verilen mahkeme kararları onanmıştır.


Bu durum karşısında mahkemece, markalar arasında 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğu kabul edilerek sonucuna göre değerlendirme yapılması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiş olup davacı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulüyle Dairemizin 27.09.2017 tarihli, 2016/2527 Esas- 2017/4807 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yukarıda anılan gerekçeyle mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 27.09.2017 tarihli, 2016/2527 Esas- 2017/4807 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yerel mahkeme hükmünün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 17/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynakça ; Yargıtay