“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/11/2015 gün ve 2014/532 – 2015/350 sayılı kararı onayanDaire’nin 12/06/2017 gün ve 2016/876 – 2017/3607 sayılı kararı aleyhinde davalı şirket vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
İÇİNDEKİLER
Davacının İddia ve Görüşleri
Davacı vekili, müvekkilinin “TİTİZ” ibareli 20, 21 ve 35. sınıf ürün ve hizmetleri içeren seri markaların sahibi olduğunu, 1993 yılında tescil edilen ticaret unvanının da ayırıcı unsurunun “TİTİZ” ibaresinden oluştuğunu, “TİTİZ” ibaresi üzerinde müktesep hakkının bulunduğunu, 2012/19343 başvuru numarasıyla ”titiz practical cleaning” markası için başvurduğunu, davalının mesnet markalarını göstermesi üzerine müvekkil başvurusunun nihai olarak YİDK tarafından red edildiğini, YİDK kararının hukuka aykırı olduğunu iddia ederek iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının İddia ve Görüşleri
Davalı şirket vekili ve davalı TPMK vekili, davanın reddini istemiştir.
Yerel Mahkeme Kararı
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davacının 2012/19343 sayılı ”Titiz practical cleaning” ibareli marka başvurusunda bulunduğu, davacının önceki tarihli markalarının da “TİTİZ” ibareli olduğu, “TİTİZ” ibaresinin markanın asıl ve ayırt edici unsurunu oluşturduğu, son başvurunun da asıl ve ayırt edici unsurun “TİTİZ” ibaresi olduğu, davalı markalarına değil davacının önceki tarihli markalarına benzer olduğu, asli unsur yanında bazı ekler de içeren yeni ve seri bir marka olarak kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle bir an için başvuru konusu işaretin redde mesnet marka ile arasında 556 sayılı KHK’nın 7 ve 8.maddesi kapsamına girebilecek derecede benzerlik taşıdığı kabul olunsa bile, anılan vakıa ve hukuki kabulün davacı başvurusunun yine de tescilini gerektirdiği, zira marka hukukunun bir kullanma hakkı hukuku olması sebebiyle davacının önceki tescilli markası ile kullanımının görmezden gelinmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile YİDK kararının iptaline dair verilen kararın davalı şirket vekili ve TPMK vekili tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davalı şirket vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay Kararı
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı şirket vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı şirket vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 27,10 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 389,49 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 14/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak; Yargıtay