“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12.05.2015 gün ve 2014/715-2015/331 sayılı kararı onayan Daire’nin 25.05.2016 gün ve 2015/1113-2016/5736 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, davalı adına incelemeli patent belgesi ile tescilli bulunan “ekonomik çok amaçlı fırın” başlıklı buluşun yeni olmadığını, davalının tescilinden önce aynı buluşun … içi ve … dışında kamuya sunulduğunu ileri sürerek davalı adına tescilli olan patent belgesinin hükümsüzlüğünü ve kararın ilanını talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, dava konusu incelemeli patent belgesine konu buluşlarının yeni olduğunu, tescil aşamasında da bu konuda incelemeden geçerek tescil edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.


Bu kez davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.


Dava, davalı adına tescilli incelemeli patent belgesinin hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

Yargıtay Kararı


Mahkemece verilen 09.04.2013 tarihli davanın reddine ilişkin ilk kararın Dairemizce eksik inceleme ile karar verildiğinden bahisle bozulması üzerine mahkemece bilirkişiden ek rapor alınmış olup, davalı vekili tarafından ek rapora itiraz edilerek, teknik değerlendirmeler içeren mütalaa ibraz edilmiştir.


6100 sayılı HMK’nın 293. maddesinde “tarafların, dava konusu olayla ilgili olarak, uzmanından bilimsel mütalaa alabileceği, sadece bu nedenle ayrıca süre istenemeyeceği, hakimin, talep üzerine veya resen, kendisinden rapor alınan uzman kişiyi davet ederek dinlenilmesine karar verebileceği, uzman kişinin çağrıldığı duruşmada hakimin ve tarafların gerekli soruları sorabileceği, uzman kişinin çağrıldığı duruşmaya geçerli bir özrü olmadan gelmemesi halinde hazırlamış olduğu raporun mahkemece değerlendirmeye tabi tutulmayacağı” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre tarafların bilirkişi dışında uzmanından bilimsel nitelikli görüş almaları mümkün olup, böylece özel ve teknik konularda tarafların uzman görüşünden yararlanmaları, iddia ve savunmalarını bu görüşlerle desteklemeleri mümkün olacaktır. Uzman kişinin dinlenilmesi imkanının getirilmesiyle bir yandan uzmanlık gerektiren konuların daha iyi aydınlatılması, diğer yandan çelişkili ya da eksik veya yanlış bilgilerle yargılamanın önüne geçilmesi amaçlanmıştır.


Bu durumda mahkemece, davalı vekilinin hükme esas alınan bilirkişi ek raporuna karşı ileri sürdüğü ciddi itirazları kaşılayacak, davalının sunduğu teknik rapor ile bilirkişi ek raporu arasındaki çelişkileri giderecek yeni bir rapor alınıp oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerikirken davalı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen teknik rapor konusunda HMK’nın 293. maddesi hükmü de nazara alınarak bir değerlendirmede bulunulması gerekirken anılan teknik raporla ilgili olumlu olumsuz hiçbir değerlendirmede bulunulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.


Bu nedenle davalının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 25.05.2016 gün 2015/11133-5736 sayılı onama ilamı kaldırılarak mahkeme kararının açıklanan gerekçe ile davalı yararına bozulması gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 25.05.2016 gün 2015/11133-5736 sayılı onama ilamının kaldırılarak mahkemece verilen davacı yararına BOZULMASINA, (2) bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının isteği halinde karar düzeltme isteyen davalıya iadesine, 25/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynakça ; Yargıtay