“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : … …FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2015
NUMARASI : 2013/79-2015/12


Taraflar arasında görülen davada … …Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/01/2015 tarih ve 2013/79-2015/12 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı .. ,.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, Avrupa’nın en büyük teknik porselen ve karo üreticisi olan müvekkil şirketin sektöründe Dünyanın en büyük beş şirketi arasında yer aldığını, Yıldız Teknik Üniversitesi işbirliğiyle 3 yıllık bir ar-ge çalışmasının sonucu olarak kötü kokuları yok edecek ve ortamın nem düzeyini sağlayacak bir sıva ürünü geliştirdiğini, söz konusu ürünün patentini almak için TPE nezdinde başvuruda bulunduğunu, davalının, müvekkiline Kadıköy 4. Noterliği’nce 6.3.2013 tarihli ihtarname göndererek müvekkili tarafından üretilen ürünün davalı adına daha öncesinde TPE nezdinde patent başvurusuna konu edilen ve halen başvuru aşamasında olan 2012/05062 ve 2012/08431 sayılı patent başvurularıyla aynı ürüne ilişkin olduğunu belirtip patente yapılan tecavüzün önlenmesini talep ettiğini, müvekkilince üretilen ürün ile davalının başvurularına konu ürünlerin aynı veya benzer nitelik taşımadığını, ihtar nedeniyle ihtilafın giderilmesi açısından menfi tespit davası açmakta müvekkilinin hukuki yararı olduğunu ileri sürerek müvekkilince … markası altında piyasaya sürülen ürünlerin davalı tarafça patent başvurusuna konu edilen 2012/05062 ve 2012/08431 sayılı patent başvurularına konu ürüne tecavüz etmediğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, müvekkilinin anti bakteriyel, koku giderici, nem dengeleyici, ekolojik yalıtım sıvası ürettiğini, bu buluşunun patent haklarının adına tescili için TPE nezdinde 2012/05062 sayılı başvuruda bulunduğunu, başvuru sürecinin halen devam ettiğini, davalının müvekkilinin buluşuyla aynı özellikleri taşıyan ürününü haksız ve yanıltıcı reklam faaliyetleriyle tanıtıma başlaması üzerine bu konuda davacıya ihtar gönderdiğini, davacının ürünün müvekkiline ait ürünün aynısı olduğunu, müvekkilinin başvuru tarihi itibariyle öncelik hakkının bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; dava konusu 2012/08431 sayılı patent başvurusunun araştırma talebinin süresi dahilinde yapılmaması nedeniyle geri alınmış sayılıp işlemden kaldırıldığı, davalının diğer başvurusunun halen geçerliliğini koruduğu, mahkemece uyuşmazlığın teknik bilgiyi gerektirdiği kabul edilerek bilirkişi raporu alınması yoluna gidildiği, alınan bilirkişi raporunda davacının ürününü ile davalının 2012/05062 sayılı patent başvurusunda yer alan istemlerin karşılaştırıldığı, yapılan karşılaştırma neticesinde davacı ürünün davalının patent başvurusuna tecavüz teşkil etmediğinin belirtildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının … markası altında satışa sunulan ürünün davalının 2012/05062 sayılı patent başvurusunun koruması kapsamında kalmadığının ve dolayısıyla tecavüz teşkil etmediğinin tespitine, davalının 2012/08431 sayılı patent başvurusunun geçersiz kılındığı anlaşılmakla bu patent başvurusuna ilişkin talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.


Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava, davacı tarafından …. markası altında üretilip piyasaya sürülen ürünlerin davalının patent başvurularına tecavüz etmediğinin tespiti istemine ilişkindir.
HMK’nın 114. maddesi uyarınca hukuki yarar dava şartıdır. Somut olayda davacı tarafından menfi tespit davasına konu edilen ve …. markası altında piyasaya sürülen ürünün davacının TPE nezdinde patent başvurusuna konu ettiği 2012/15096 sayılı ürün olduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. 551 Sayılı KHK’nın 149. maddesinde menfaatı olan herkesin, patent sahibine karşı dava açarak, fiillerinin patentden doğan haklara tecavüz teşkil etmediğine karar verilmesini talep edebileceği düzenlenmiştir. Ancak bu düzenleme uyarınca dava açılabilmesi için davalı gerçek ve tüzel kişilere ait patentin tüm aşamalardan geçip patent siciline tescil edilmiş olması zorunludur.

Zira 551 Sayılı KHK’nın 83. maddesi uyarınca patent başvurusu veya patentden doğan korumanın kapsamı istem veya istemler ile belirlenmekte olup başvuru aşamasında bu istemlerin değiştirilmesi imkan dahilindedir. Öte yandan 551 Sayılı KHK’nın 136/son maddesinde patent başvurusunun KHK’nın 55 inci maddesine göre yayınlanması sonrasında, başvuru sahibinin, buluşa vaki tecavüzlerden dolayı hukuk ve ceza davası açmaya yetkili olduğu, KHK’nın 82 maddesinde ise patent başvurusunun ilgili bültende yayınlandığı tarihten itibaren ve başvuru yürürlükte kaldığı sürece, bu KHK hükümlerine göre verilen patentlerin sahiplerine tanınan korumanın patent başvurusu sahibi için de tanınacağı belirtilmiştir. Patentden ve patent başvurusundan doğan haklar ve bu haklara tecavüz nedeniyle açılabilecek davalar ise KHK’nın 136. ve devamındaki maddelerde düzenlenmiştir.

Bununla birlikte söz konusu düzenlemeler içerisinde davacıya, kendi patent başvurusuna dayalı olarak başka bir patent başvurusu hakkında menfi tespit davası açma hakkı tanıyan bir hüküm yer almamaktadır. O halde mahkemece, davalıya ait 2012/05062 sayılı patent başvurusunun tüm aşamalardan geçip patent siciline tescil edilmediği, davacının kendi patent başvurusuna dayalı olarak da bu neviden bir dava açamayacağı gözetilerek erken açılan davanın hukuki yarar yokluğundan reddi yerine davalının 2012/05062 sayılı patent başvurusu yönünden yazılı gerekçeyle kabulü isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz eden davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 Kaynak; Yargıtay