“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2013
NUMARASI : 2011/169-2013/190

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/09/2013 tarih ve 2011/169-2013/190 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, davalının “…. İngiltere” şeklindeki rüçhan numara ve tarihlerine dayanarak A. P. Ofisi nezdinde …nolu patent başvurusu ile bölgesel giriş yaparak aldığı patentini Türkiye’de TR 2006/01048 noda tescil ettirdiğini, A. P.Ofisi’nce verilen 10.12.2008 tarihli kararla .. … nolu patentin iptal edildiğini, davalı adına kayıtlı patentin yenilik veya buluş basamağına sahip olma şeklindeki patent verilebilirlik koşullarının bulunmadığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı TR … nolu patentin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili; tescile dayanak olan patentin itiraz safhasının devam etmesi nedeniyle davanın esasa girilmeden reddini veya dayanak … sayılı patent bakımından verilecek kararın beklenilmesini talep etmiş, 3.7.2013 havaleli dilekçeyle TPE nezdinde yaptıkları başvurunun geri çekildiğini belirtip konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; dava konusu edilen patent başvurusunun davalı tarafından geri çekildiği gerekçesiyle konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Uyuşmazlık konusu patent A. P.t Ofisince yapılan … sayılı tescile dayalı olarak Türkiye’de TR … nosuyla TPE nezdinde tescil edilerek davalı adına patent belgesi düzenlenilmiştir. Davacı tarafından hükümsüzlük istemli olarak açılan davada mahkemece, davalı tarafça A. P. Ofisi tarafından verilen patentin iptal edildiğinden bahisle patentin geri çekilmesine ilişkin form düzenlenip TPE’ye sunulduğu, geri çekme istemine dair formun TPE tarafından onaylandığı gerekçesiyle konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Ancak, 551 Sayılı KHK’nın 133. vd. maddelerinde patent hakkının sona erme sebepleri sayılmış olup, bu sebepler içerisinde yer alan patent hakkından vazgeçme hali aynı KHK’nın 135. maddesinde ayrıca düzenlenilmiştir.

Bu madde uyarınca patent hakkından vazgeçilmesi halinde tescil işlemiyle patent sahibine patent konusu buluş üzerinde tanınan mutlak hak kısmen veya tamamen sona erer. 551. sayılı KHK’nın 66. maddesinde ise patent başvurusunun geri çekilmesi hali düzenlenilmiş olup, farklı maddelerde yer alan her iki düzenleme uyarınca yapılacak işlemlerin doğurdukları hukuki sonuçlar da birbirinden farklılık arz etmektedir. Açıklanan bu durum karşısında, mahkemece davalı adına A. P. Ofisince verilen patent uyarınca Türkiye’deki ulusal patent tescilinin yapılmış olduğu hususu da gözetilerek davalı tarafından doldurulup verilen geri çekme formu uyarınca TPE tarafından 551 Sayılı KHK’nın 133. vd. maddelerine göre işlem yapılıp yapılmadığı veya A.P.Ofisi nezdindeki yapılan dayanak patent tesciline itiraz edilmiş olunması nedeniyle, TPE tarafından davalı adına tescilli dava konusu patentin A. P.nin verilmesi ile ilgili A. P.Sözleşmesinin Türkiye’de uygulama şeklini gösteren yönetmelik 7. vd. maddeleri uyarınca patentin halen başvuru aşamasında olarak nitelendirilip nitelendirilmediğinin TPE’den sorulmak suretiyle tespiti, TPE tarafından A. P.Ofisine yapılan itiraz nedeniyle davalı patentinin başvuru aşamasında olduğunun kabulü halinde ise henüz tescil olunmamış bir patente dair hükümsüzlük isteminde bulunulması nedeniyle davanın erken açılmış bir dava olup olmadığı ya da konusuz kalıp kalamayacağına yönelik hukuki değerlendirme yapılması gerekmektedir. Açıklanan bu hususlarda bir araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden, kararın bu nedenle temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynakça ; Yargıtay