“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :
TARİHİ : 04/07/2014
NUMARASI : 2011/214-2014/158


Taraflar arasında görülen davada ……….. verilen 04/07/2014 tarih ve 2011/214-2014/158 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 08/12/2015 günü hazır bulunan asıl davada davacı karşı davada davalı vekili Av. O.. Ç.. ile asıl davada davalı-karşı davada davacı vekili Av. A.. A.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Asıl davada davacı vekili, müvekkili şirketin güvenli kapaklar konusunda özel olarak ürün tasarladığını, bunlardan en önemlisinin şişenin sonradan doldurulmasını, içeriğinin değiştirilmesini imkansız hale getiren, tekrar doldurulamaz nitelikteki şişe kapakları olduğunu, bu kapak sistemleriyle ilgili buluşların dünyanın birçok ülkesinde tescilli olduğunu, Türkiye’de de müvekkili adına 2005/05073 ve 2008/03693 nolu patent tescillerinin bulunduğunu, bunlardan ilkinin “tahrife duyarlı düzenek” başlıklı bir buluşa ilişkin olduğunu, ikincisinin ise “sıvı konteyneri kapak tertibatı” başlıklı buluşa ilişkin bulunduğunu, davalı şirketin de kapak üretimi ve pazarlaması sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalının üretip pazarladığı şişe kapaklarının müvekkilinin tescilli patentlerine tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek, müvekkilinin patent tescilinden doğan haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, patent hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden fiiller sonucunda üretilen kapaklara el konularak muhafaza altına alınmasına, patentlere tecavüz eden şişe kapağı ürünlerin tanıtımının, imalinin, ithal ve ihracının, pazarlanmasının, dağıtımının ve her türlü ticaretinin durdurulmasınai hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise aynı iddiaları ileri sürerek, 15.000 TL maddi tazminatın, 50.000 TL itibar tazminatının ve 50.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, asıl ve birleşen davada, müvekkilinin dava konusu şişe kapaklarını 2008/02153 nolu patent kapsamında sahip olduğu lisans hakkına dayalı olarak ürettiğini, davacının da müvekkili tarafından yapılan üretim ve satışları 2008 yılı Şubat ayından beri bildiğini, şayet patente tecavüz söz konusu olsaydı davacının müvekkili ile ticari ilişkiye girmesinin beklenemeyeceğini, davacı iki yıl bekledikten sonra tecavüz iddiasında bulunmasının iyiniyetli olmadığını, tecavüz iddialarının yerinde bulunmadığını, davacının dayandığı patentteki unsurların müvekkiline ait üründe bulunmadığını savunarak asıl ve birleşen davanın reddini talep etmiş, asıl davaya karşı davasında ise davacı karşı davalının 2008/03693 nolu patentinde yer istemlerin yeni olmadıklarını, patentin buluş adımı koşulunu içermediğini, davacının 2005/05073 sayılı patentinde de başvuru kapsamının aşıldığını, yenilik ve buluş basamağı koşulunun sağlanmadığını ileri sürerek, davacı adına tescilli iki patentin de hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.


Davacı karşı davalı vekili, müvekkili adına tescilli patentlerin yeni olduklarını, buluş basamağı koşulunu taşıdıklarını, karşı davacının 2008/3693 nolu patente karşı dava hakkını sessiz kalma yoluyla kaybettiğini savunarak, karşı davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, karşı davada hükümsüzlüğü istenilen 2008/03693 sayılı patent, yargılama sırasında hükümsüz hale geldiğinden bu patente yönelik hükümsüzlük davasının konusuz kaldığı, aynı nedenle bu patente dayalı ihlal iddiası yönünden de bir değerlendirme yapılmadığı, davacının asıl davada patent hakkına tecavüz iddiası yanında, haksız rekabet iddiasında da bulunduğu ve haksız rekabet iddiasını tamamen patent ihlaline hasrettiği, kapakların patentte yer alan teknik unsurları dışında görünümleri yönünden haksız rekabet iddiasında bulunulmadığı, yargılama sırasında davacının bu yöndeki taleplerine davalı tarafça karşı çıkıldığı, bu durumda kırmızı renkli lip görünümü nedeniyle ortaya çıktığı iddia olunan iltibasa bağlı haksız rekabet iddiasının yeni ve ayrı bir davanın konusunu oluşturabileceği, 2005/05073 nolu patentin 1,18,19 ve 20 nolu istemlerin yeni olmadıkları, bu istemlerin buluş koşulunu da taşımadıkları, karşı davacının kapsam aşımı iddiasının sübut bulmadığı, tecavüz iddiasına gelince; bir istemin ihlal edildiği sonucuna varılabilmesi için istemdeki tüm unsurların suçlanan üründe bir arada bulunmasının gerektiği, davacı patentinin birinci isteminin altıncı ve sekizinci unsurlarının suçlanan üründe eksik bulunduğu, bu nedenle davalıya ait suçlanan ürünün, davacının patentinin 1 nolu isteminin kapsam alanı dışında kaldığı, patentin birinci istemi, ana istem niteliğinde olup diğer istemler bağımlı istem niteliğinde bulunduğundan ve bağımlı istemlerin, ana istemin içerdiği tüm unsurları içermesi gerektiğinden, bu ana istemde yer alan “uzunlamasına, arasında” unsuru suçlanan üründe mevcut olmadığından 1 nolu isteme bağlı olan 2 ilâ 20. istemlerin de ihlal edilmesinin söz konusu olmadığı, eşdeğerlik incelemesinde ise bir unsurun eşdeğer unsur olarak kabul edilebilmesi için aynı işlevi yerine getirmesi veya aynı sonucu elde etmesi yeterli olmayıp, bunun aynı şekilde gerçekleşmesinin de gerektiği, somut olayda bu halin de gerçekleşmediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne, karşı davalı adına tescilli 2005/05073 sayılı patentin 1, 18, 19 ve 20 nolu istemlerinin hükümsüzlüğüne, bu istemlerin patentten terkinine, bu patentteki diğer istemler yönünden hükümsüzlük ve terkin taleplerinin reddine, 2008/03693 sayılı patente ilişkin talep yönünden esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.


Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1-7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 17. maddesinde “ Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.” düzenlemesi mevcuttur. Aynı Kanun’un 20. maddesinde ise “… anılan şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, gerekçeli karar evrakı, “gösterilen adreste daimi evrak memuru Muhlise Aydın tebliğ edildi” şerhi ile davacı vekiline tebliğ edilmiş olup yukarıda açıklanan hükümler karşısında davacı vekilinin geçici olarak başka bir yere gittiği keyfiyeti şerh düşülmeden yapılan bu tebligatın geçerli olmadığı anlaşılmış ve davacı vekilinin temyiz isteminin süresinde yapıldığı sonucuna varılarak temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmesine karar verilmiştir.


2-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dosyaya sunulan bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin, yine dosyada mevcut uzman görüşlerinden de faydalanılmak suretiyle 551 sayılı KHK hükümleri çerçevesinde hakimin hukuki bilgisi ile giderilmiş olmasına göre taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin süresinde yapıldığı sonucuna varılarak temyiz itirazlarının incelenmesine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100 TL vekalet ücretinin her bir yandan alınarak yek diğerine verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davalı birleşen davada davacıdan alınmasına, istek halinde aşağıda yazılı 75,60 TL harcın temyiz eden asıl davada davacı birleşen davada davalıya iadesine, 24/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynakça ; Yargıtay