“İçtihat Metni”



Taraflar arasında görülen davadaHukuk Mahkemesi’nce verilen 24.09.2012 tarih ve 2012/230-2012/192 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 02.09.2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. … ve davalılardan asil … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin, yaptığı araştırma geliştirme çalışmaları sonunda “imatinib mesilat” etken maddesi ve patent aldığını, patentinin, tercümeleri sunulmak suretiyle tarafından da patent belgesi ile koruma altına alındığını, patente nezdinde itiraz edildiği, yapılan değerlendirmelerden sonra tüm itirazların reddedildiğini, ilaç üretimi ve satışı ile uğraşan dava dışı nezdinde itiraz etme hakkına sahip iken karşılığı olan TR 2007/06715 sayılı patentin hükümsüzlüğü için dava açtığını, davalıların bu dava kapsamında bilirkişi olarak atandıklarını, düzendikleri rapor ve ek raporlarda gerçeğe aykırı beyanda bulunduklarını, bu durumu ortaya çıkaran itirazların reddine yönelik kararını ve bu kararda yer alan bilimsel tespitleri keyfi olarak dikkate almadıklarını, bilirkişi raporlarına itiraz dilekçelerinin hazırlanması için müvekkilinin teknik uzmanlardan danışmanlık hizmeti aldığını, görevli avukatlara saat başı ücret ödediğini ve kendi uzmanlarını çalıştırdığını, bu giderlere lüzumsuz yere katlanmak zorunda kaldığını, bilirkişilerin gerçeğe aykırı raporlarının mahkeme tarafından hükme esas alınması halinde devlete karşı dava açılabileceğini, ancak raporun hükme esas alınmaması halinde zarardan devletin sorumluluğu bulunmadığını ileri sürerek, davalıların hükümsüzlük davası kapsamında bilirkişi raporu düzenlediklerinin, raporlarda gerçeği aykırı beyanda bulunduklarının, görevlerini ihlal ve ihmal ettiklerinin, müvekkilinin zarara uğradığının, bu zararın miktarının tespitini ve şimdilik 50.000 TL’nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.


…/…
-2-

Yerel Mahkeme Kararı



Mahkemece, bilirkişilerce rapor düzenlenen davanın hünüz sonuçlanmaması nedeniyle HMK’nın 285. maddesinde öngörülen dava şartının bu aşamada oluşmadığı, ayrıca bu tür davaların istinaf mahkemesinde, istinaf mahkemesi kurulmamış ise Yargıtay’ın ilgili dairesinde açılabileceği, belgelerin eksik değerlendirildiğinin ise asıl davada ileri sürülebileceği, ayrı bir davada ileri sürülmesinde hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve huzurdaki dava 6100 sayılı HMK’nın 285. maddesi uyarınca açılmadığından, bilirkişilerce rapor düzenlenen davanın sonuçlanmadığı ve bu aşamada dava şartının oluşmadığı yönündeki gerekçe yerinde değil ise de, bilirkişilerin hukuki sorumluluğunun HMK’nın anılan maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiş olmasına ve özel olarak getirilen bu düzenlemenin haksız fiil sorumluluğuna ilişkin genel hükümlere dayanılarak bertaraf edilemeyecek bulunmasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 4,05 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynakça ; Yargıtay