“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2013
NUMARASI : 2013/19-2013/172

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/07/2013 tarih ve 2013/19-2013/172 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacılar vekili, müvekkilleri adına tescilli 2007/5793 sayılı patent belgesi uyarınca “Kil esaslı çatı üzerine kaplanan koruyucu kaplama kompozisyonu” başlıklı patent konusu ürünün üretme hakkının 20 yıl süre ile münhasıran müvekkiline ait iken davalı şirketin kendisine ait işletmede bu ürünleri müvekkilinden izinsiz olarak ürettiğini, yapılan ihtara rağmen davalı şirketin eylemlerine son vermediğini ileri sürerek patent hakkına yapılan tecavüzün durdurulmasını ve önlenmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, söz konusu üretimi müvekkilinin değil Y..Y.. Ltd. Şti’nin yaptığını savunarak davanın husumetten reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar davalı pasif husumet ehliyeti bulunmadığını savunsa da davalı şirket temsilcisinin cevabi ihtarnamesinde patent konusu ürünün kendileri tarafından üretildiğini tevil yollu ikrar ettiği, kaldı ki davalı şirketin gönderme yapılan diğer şirket ile iç içe geçtiği, aynı adresleri kullandığı, temsilcilerinin aynı kişi olduğu, husumet itirazının kötüniyetli yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.


Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava, davacının patent belgesine konu ürünün davalı tarafından izinsiz olarak üretildiği iddiasına dayalı tecavüzün durdurulması ve önlenmesi istemine ilişkin olup mahkemece anılan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.


Ancak, mahkemece, davalının cevabi ihtarnamesinde üretime yönelik tevil yollu ikrar bulunduğu belirlenmiş ise de, davalının cevap ihtarnamesinin incelenmesinde bu yönde açıkça bir kabul bulunduğu anlaşılamamıştır. Bu itibarla, mahkemece başkaca bir husus araştırılmadan sırf tevil yollu ikrar bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü yönünde hüküm kurulması doğru bulunmamış, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynakça ; Yargıtay