“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : KOCAELİ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2013
NUMARASI : 2007/193-2013/454

Taraflar arasında görülen davada Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/05/2013 tarih ve 2007/193-2013/454 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK’nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı karşı davalı vekili, müvekkili firmanın yetkili temsilcisi ve müdürü olan A.. P..’ın TPE’ye yapmış olduğu başvurusu sonucunda ürün göstergesi isimli teknik buluşa dair TR 2006 03510 Y sayılı faydalı model belgesini aldığını, yaptıkları tetkikat sonucunda davalının kendine ait işyerinde söz konusu ürünü üretip satışa sunduğunu tespit ettiklerini, bunun üzerine davalıya ihtarname gönderdiklerini ancak bu girişimlerinin sonuçsuz kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 6.500 TL maddi, 1.500 TL manevi tazminatın ihtar tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile nizalı ürüne ait araç, gereç ve döküm kalıplarının teslim ve/veya imhasını, kararın ilanını talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı karşı davacı vekili, davanın öncelikle yetki ve husumet olmadığı takdirde esastan reddini istemiş, karşı davasında da, A.. P.. adına tescil edilmiş olan 2006/03510 nolu faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, delil olarak ibraz edilen faturaların ve web sayfalarından alınan yabancı patentteki ürünün özelliklerinin davacıya ait faydalı modelin başvuru tarihi itibariyle yenilik vasfını ortadan kaldıracak nitelikte görülmediği, davacı adına tescilli “TR-2006-03510 Y” sayılı faydalı model belgesinin dosya içerisindeki belgelere göre yeni olduğu, hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, davacı – karşı davalının faydalı modeline tecavüz edildiği iddialarının ise sübuta erdiği ve BK’nın 49. maddesi uyarınca davacı – karşı davalı A.. P.. yönünden manevi tazminat şartlarının oluştuğu gerekçesiyle, davalının eyleminin, davacı A.. P.. adına tescilli faydalı modele tecavüz niteliğinde olduğunun tespitine, tecavüzün men’ine, taklit ürünlerin toplatılmasına, 2.757,83 TL maddi tazminatın dava
tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı – karşı davacıdan tahsili ile davacılar – karşı davalılara ödenmesine, davacı A.. P.. lehine 1.500 TL manevi tazminat takdirine, talep de dikkate alınarak ihtar tarihi olan 27/04/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı-karşı davacıdan tahsili ile adı geçen davacı-karşı davalıya ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat istemleri ile davacı şirketin manevi tazminat isteminin reddine, karar kesinleştiğinde ilanına, karşı davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı davalı karşı davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Asıl dava, davacı adına tescilli “Ürün göstergesi” isimli faydalı modelin davalı tarafından taklit edilerek üretilmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat, karşı dava ise, davacının faydalı model belgesinin yeni olmadığı iddiasına dayalı hükümsüzlük istemine ilişkindir.


Mahkemece, davacının faydalı model belgesindeki istemlerle davalının ürettiği ürünler ile aynı konuya yönelik yabancı patentin karşılaştırılması amacıyla bilirkişi görüşlerine başvurulmuş, alınan 08/09/2009 tarihli raporda iki kişilik bilirkişi heyetinin, faydalı modelin yenilik vasfının bulunup bulunmadığı yönünde değerlendirme yapılması için makine mühendisi bilirkişinin heyete dahil edilmesi gerektiği yönünde görüş bildirmesi üzerine düzenlenen 21/12/2009 tarihli ek raporda, davacının faydalı modeline konu ürünün yenilik niteliğini haiz olduğu belirtilmiştir. Davacıya ait faydalı model ile davalı tarafından dosyaya sunulan Amerikan patentine konu ürünün karşılaştırılması amacıyla bu raporu düzenleyen bilirkişilerden makine mühendisi olan bilirkişiden ek rapor istenilmiş, bu kişinin tek başına düzenlediği raporda da Amerikan patentine konu ürünün davacı ürününden farklı olduğu belirlenmiştir. Sonrasında alınan ve iki makine mühendisi ile bir hukukçudan oluşan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 25/07/2012 havale tarihli bilirkişi raporunda ise, davacı karşı davalı adına tescilli olan faydalı model belgesine konu buluşun, daha önce alınan Amerikan patentinde görüldüğü, üstelik daha ileri teknolojik haliyle bulunduğu belirlenmiştir.


Mahkemece, ilk bilirkişi heyetinin düzenlediği raporun bilimsel metodlara uygun ve dosyaya uygun kanaat bahşedecek nitelikte olduğu gerekçesiyle bu raporlara göre hüküm kurulmuşsa da, yargılama sürecinde görüşüne başvurulan ilk bilirkişi kurulunun davacının faydalı modeline konu ürünün yeni olduğu, ikinci kurulun ise ürünün yeni olmadığı yönünde rapor vermiş olması nedeniyle raporlar arasında oluşan bu çelişki giderilmeden ve ilk rapora neden itimat edildiği hususu yeterince açıklanmadan karar verilmesi doğru olmamış, asıl ve birleşen davaya yönelik kurulan hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı karşı davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile asıl ve birleşen davaya yönelik hükmün davalı karşı davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak ; Yargıtay