“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 06.04.2011 tarih ve 2011/21-2011/59 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkili şirket adına 1997/190 nolu patente konu “…” ürünü ile tamamen aynı içerikli olan “…” isimli jenerik ilaçlar için ruhsat almak üzere davalının başvuru yaptığını, bu başvuruyla müvekkiline ait patent haklarına tecavüz ve haksız rekabet tehlikesinin mevcut olduğunu ileri sürerek, muhtemel tecavüzün ve haksız rekabetin tespitini, önlenmesini, ref’ini ve sair taleplere karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, ruhsat alınmadığını, sadece başvurusunun yapıldığını ve ürünün ticaretini yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, Yargıtay uygulamaları uyarınca kısaltılmış ruhsat başvurusu jenerik ilaç firmaları yönünden tanınan yasal bir hak olup, başvuruya konu ilaç piyasaya çıkarılmadığı sürece salt başvuru yapılması patente tecavüz ya da haksız rekabet veya tecavüz tehlikesi teşkil etmeyeceği, dolayısıyla davacının salt davalı tarafından yapılan kısaltılmış ruhsat başvurusuna karşı, başvuru aşamasında ilaç piyasaya henüz çıkarılmadan, piyasaya çıkarılacağına dair ciddi deliller olmadan talepte bulunmasında güncel bir hukuki yararı bulunmadığı, 551 sayılı KHK’de patente tecavüz edilmediğinin tespiti için menfi tespit davası düzenlenmekte ancak, patente konu bir ürün henüz piyasaya sunulmadan, somut olayda olduğu gibi bir ilaç için henüz ruhsat alınmadan ve ilaç piyasaya çıkarılmadan piyasaya çıkarılacağına dair somut deliller mevcut olmadan patent sahibinin, patente tecavüz tehlikesi nedeniyle tespit ve men davası açabileceğinin düzenlenmediği, salt başvuru aşamasında kısaltılmış ruhsat başvurusunu yapan şirketlerin eyleminin patente tecavüz edip etmeyeceğinin bu aşamada incelenemeyeceği, mevcut yasal düzenleme ve Yargıtay içtihatlarına göre dava tarihinde davacı taraf hukuki bir yararı bulunmadan ve henüz ilaç ruhsatı alınmadan, ilaç piyasaya çıkmadan dava açmakla erken hareket ettiği için haksız durumda olduğu, davacının dava tarihi itibariyle bu davayı açmakta haklı olmadığı gerekçesiyle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 05,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynakça ; Yargıtay