T.C. YARGITAY 11. Hukuk Dairesi 2006/11146 E. , 2008/3184 K. 

 Ticaret Ünvanı ve Markanın Korunması; Tescil edilmiş markanın korunması tescil başvurusu tarihinden itibaren geçerli bulunmaktadır.

# MARKANIN KORUNMASI # TİCARET UNVANI #

Özet: GERÇEK KİŞİ TACİRLERİN TİCARET UNVANLARI, KISALTMADAN YAZILACAK AD VE SOYADI İLE İLAVELERDEN OLUŞUR.   TESCİL EDİLMİŞ MARKANIN KORUNMASI TESCİL BAŞVURUSU TARİHİNDEN İTİBAREN GEÇERLİ BULUNDUĞUNDAN, TERKİN EDİLMEDİKÇE UNVAN VE MARKANIN KULLANILMASININ YASAKLANMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR.

Taraflar arasında görülen davada (Denizli Asliye Üçüncü Hukuk Mahkemesi)’nce verilen 25.04.2006 tarih ve 2004/305-2006/201 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, temyiz dilekçesinin süresinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için |  tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra, işin gereği görüşülüp düşünüldü:  

Davacı vekili, davalının müvekkili şirkette bir süre çalıştıktan sonra ayrılıp S… Tekstil adlı işletmeyi kurduğunu, ancak daha sonra işletme adını G… Tekstil olarak değiştirdiğini, davacının G… Tekstil unvanını 1993 yılından bu yana kullandığını, davalının eyleminin haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine, hükmün ilanına, 1.000 YTL davacının zararının ve 1.000 YTL davalının elde ettiği kazancın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında istenen tazminatın 300 YTL’lik kısmının tespit masrafı olduğunu, 700 YTL’lik kısmından ise vazgeçtiğini bildirmiştir.

Davalı vekili, müvekkilinin ticari işletmesine “İG İ… G… TEKSTİL” unvanını kullandığını, WG…” ibaresinin müvekkilinin soyadı olduğunu ve TTK’nın 43 ve 48. maddesi gereğince isim ve soyadına faaliyet alanını ekleyerek kullanmasının yasal hakkı olduğunu, ayrıca “İG İ… G…” ibarelerini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.  

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, dava tarihinde davalının tescili tekemmül etmiş bir markasının bulunmadığı, davacı şirketin “G… Tekstil San. Tic. Ltd. Şti.” unvanıyla 19.07.1995 tarihinde tescil edildiği, unvanda baskın unsurun “G…” ibaresi olduğu, davalının davacı şirkette bir süre çalıştıktan sonra ayrılarak babası ile birlikte “Ş… Tekstil” adı altında ticari faaliyette bulunduğu ve daha sonra “İG İ… G… TEKSTİL” ticaret unvanını kullanmaya başladığı, bu unvanı aynı zamanda 08.04.2004 tarihinde marka olarak tescili için başvuruda bulunduğu, Wİ… G…” ticaret unvanını 14.05.2004 tarihinde Ticaret Siciline tescil ettirdiği, ancak, tabelasında VG… TEKSTİL” ibaresini büyük puntolarla yazıp “L.” ibaresini silik ve küçük punto ile düzenlediği, bu şekilde kullanımın doğruluk ve dürüstlük kurallarına uygun bir kullanım olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile haksız rekabetin tespitine ve önlenmesine, bu kapsamda davalının işyerinde kullandığı tabela, ticari kağıt ve basılı evraklardaki “G…” yazılarının okunamayacak şekilde kapatılmasına, mümkün olmaz ise ortadan kaldırılmasına, 300 YTL tespit giderinin yargılama gideri kapsamında değerlendirilmesine, 700 YTL tazminatın atiye terki nedeniyle bu miktar için davanın son bulmasına, 1.000 YTL davalının elde etmesi mümkün menfaatin ispatlanamadığmdan reddine, karar özetinin yerel bir gazetede ilanına karar verilmiştir.  

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.  

1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.  

2-Ancak, TTK’nın 43. maddesi gereğince gerçek kişi tacirlerin ticaret unvanlarının 48. maddeye uygun olarak yapacağı ilaveler ile kısaltmadan yazılacak ad ve soyadından oluşturulması gerekmektedir. Nitekim davalı 14.05.2004 tarihinde ticaret siciline “İ… G…” olarak ticari işletmesini tescil ettirdiği gibi, “L. G… İG + şekil”den oluşan markasının tescili için de 08.04.2004 tarihinde başvurmuş ve yargılama sırasında da marka tescili tekemmül etmiştir.  

Gerek TTK’nın 43. maddesi gereğince davalının tescil edilmiş ticaret unvanı, gerekse 556 sayılı KHK gereğince tescil edilmiş markasının korunması tescil başvurusu tarihinden itibaren geçerli bulunduğundan, terkin edilmedikçe unvan ve markanın kullanılmasının yasaklanması mümkün değildir.  

Somut olayda mahkemece, davalının tescilli unvanında ve markasında yer alan “G…” ibaresini kullanmasını tümüyle engelleyecek şekilde haksız rekabetin önlenmesine karar verilmesi TTK’ya ve 556 sayılı KHK’ya aykırıdır. Mahkemece yapılacak iş, davalı unvan ve markasının tescil edilmiş hali dışında davacı unvanı ile iltibas oluşturacak nitelikte kullanılmasının önlenmesine karar vermekten ibaret olup, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir.  

Sonuç: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.