Ön başvurudan davalının haberdar edilmiş sayılıp sayılmayacağının tartışılmaması ve bu olgunun hukuki sonuçlarının değerlendirilmemesi doğru bulunmamıştır. 

YARGITAY 11. Hukuk Dairesi 2006/6791 E.N , 2007/14646 K.N. İlgili Kavramlar HAKSIZ REKABET REKABETİN KORUNMASI İçtihat Metni Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08.11.2005 tarih ve 2003/104-2006/251 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi duruşmalı olarak taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 20.11.2007 gününde davacılar avukatı E…. K……. ile davalı avukatı M.D…. Y…. gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı.

Davacı tarafın iddiaları

Dava dosyası için Tetkik Hakimi Y…. A…. tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacılar vekili, müvekkili S…. E….’in buluşu olup diğer müvekkili adına Patent İşbirliği Anlaşması uyarınca Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı nezdinde yapılan ve sonrasında yayımlanan patent başvurusuna konu patlayan şeker üretiminde yeni yönteme ilişkin buluş ve bu yöntemin uygulandığı reaktörün davalı tarafından kullanılarak patent haklarına tecavüzde bulunulduğunu, ileri sürerek, patent hakkına tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesini, (350.000)YTL maddi, (50.000)YTL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı tarafın iddiaları

 Davalı vekili, müvekkilinin üretim yöntemindeki soğutma sisteminin farklı olduğunu, esasen davacı tarafın patent başvurusunu geri çekmesi nedeniyle davanın dayanağının kalmadığını savunmuştur. Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, dava tarihine kadar geçerli olan ulusal patent başvurusunun daha sonra geri çekilmesi nedeniyle 551 Sayılı KHK.’nin 51.maddesi uyarınca bu patentin konusuz kaldığı ve uluslar arası başvurunun davadan önce ilan edilmemesi ve ilan öncesi kullanımların patent haklarının ihlal oluşturmadığı gibi uluslararası başvurunun davalıya da bildirilmediği, patentten doğan hakların ulusal ve uluslararası mevzuatça öngörülen prosedür dışında ayrıca TTK.’nun haksız rekabete ilişkin hükümleriyle korunması olanağının bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddine, dava tarihinden sonra geri çekilen ulusal başvuru nedeniyle dava tarihinde haklı olan davanın sonradan konusuz kalması karşısında taktiren taraflar yararına vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmiştir. Karar, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.

Gerekçeli karar ve sonuç

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Ancak, davanın açıldığı 08.08.2000 tarihinden önce uluslararası başvurunun TPE. tarafından resmi bültende henüz yayınlanmamış olmasına karşın, davadan önce İstanbul Asliye 1.Ticaret Mahkemesi’nin 2000/1751 no’suna kaydedilen 17.07.2000 tarihli delil tespit ve ihtiyati tedbir istemine ilişkin dilekçe ekinde Uluslararası patent başvurusuna ilişkin tüm belgelerin yer alması ve 20.07.2000 tarihinde davalıya ait işyerinde yapılan keşif tutanağında davalı şirket yetkilisinin de imzasının bulunmasının, 551 Sayılı KHK.’nin 82/2.maddesi hükmü anlamında ön başvurudan davalının haberdar edilmiş sayılıp sayılmayacağının tartışılmaması ve bu olgunun hukuki sonuçlarının değerlendirilmemesi doğru bulunmamıştır. 

Öte yandan, davacının geliştirerek patent başvurusuna konu ettiği üretim yöntem ve tekniğine ilişkin buluşun davalı tarafından izinsiz kullanılarak üretim yapıldığı iddia edildiğine göre, patent başvurusunun yayınlanmasından önceki hallerin şartları mevcut ise, ayrıca haksız rekabet oluşturabileceği dikkate alınmadan patentten doğan hakların ulusal ve uluslar arası özel mevzuatça öngörülen prosedür dışında ayrıca TTK.’nun genel haksız rekabete ilişkin hükümleriyle korunma olanağı bulunmadığı yolundaki yanılgılı gerekçeyle bu yöne ilişen davanın reddi de doğru görülmemiş, kararın bu bakımdan dahi davacı yararına bozulması gerekmiştir.

3-Bozma kapsam ve içeriğine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelemesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentteki nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmemesine, takdir edilen 500.00.-YTL duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 22.11.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.