YARGITAY 11. Hukuk Dairesi 2007/8524 E. , 2008/11747 K.

 Haksız Rekabetin Ref ve Meni Talebi; endüstriyel tasarım ve faydalı modelden bahsettiğine göre, davanın ihtisas mahkemesinde görülmesi gerekir.

Özet: DAVACI, DAVA VE ISLAH DİLEKÇESİNDE, ENDÜSTRİYEL TASARIM VE FAYDALI MODELDEN BAHSETTİĞİNE VE 554 SAYILI KHK’NIN HUKUKİ KORUMASINDAN YARARLANMAK İSTEDİĞİNE GÖRE, DAVANIN İHTİSAS MAHKEMESİNDE GÖRÜLMESİ GEREKİR.

Taraflar arasında görülen davada (İzmir Üçüncü Asliye Hukuk Mahkemesi)’nce verilen 15.05.2007 tarih ve 2007/13-2007/166 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmedi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava konusu meblağ 11.830.00 YTL’nin altııfıda bulunduğundan HUMK’nın 3156 sayılı Kanun’la değişik 438. maddesi gerbğince duruşma isteğinin reddiyle tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları veitüm belgeler okunup incelendikten sonra, işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin tavuk kafesi ürettiğini, bu üretime dayalı olarak dava dışı TPE nezdinde endüstriyel tasarım tescil ve faydalı model başvurularının olduğunu, müvekkili şirketten ayrılan çalışanların davalı şirketi kurduğunu, sır mahiyetinde olan bilgilerle kafes ürettiklerini, davalı eyleminin haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek, davalı haksız rekabetinin ref ve men’i ile tecavüzün önlenmesine, davalının ürettiği kafeslerin toplatılmasına, şimdilik 25.000,00 YTL maddi, 25.000,00 YTL manevi tazminata ve ilana karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile 554 sayılı KHK uyarınca hukuki koruma talebinde bulunmuştur.

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamına göre, dava tarihi itibariyle davacı ve davalı adına tescilli herhangi bir marka ve patent bulunmadığı, davacı isteminin TTK’nın 56 ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız rekabet hükümlerine dayandığı gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilerek, dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, faydalı model ve endüstriyel tasarıma dayalı tecavüzün önlenmesi istemine ilişkindir. 554 sayılı KHK’nın 34. maddesi, “Başvuru tarihi 32. ve 33. madde hükümlerine göre kesinlik kazanan bir tasarım başvurusu tasarım siciline kayıt edilir” hükmünü, aynı KHK’nın 48/2. maddesi ise, “Tasarım başvurusu bu Kanun Hükmünde Kararname’nin 34. maddesine göre yayınlandığı takdirde, başvuru sahibi, tasarıma vaki tecavüzlerden dolayı hukuk ve ceza davası açmaya yetkilidir. Tecavüz eden, başvurudan veya kapsamından haberdar edilmiş ise, başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa, yayından önce de tecavüzün varlığı kabul edilir” hükmünü amirdir.

Öte yandan, 551 sayılı KHK’nın 159. maddesi, “Faydalı model belgesi verilmesi için yapılacak başvuruyla, bu Kanun Hükmünde Kararname’nin 42. maddesinde sayılan belgeler Enstitü’ye verilir ve faydalı model belgesi korumasının talep edildiği açıkça belirtilir. Faydalı model belgesi başvurusu tarihinin kesinleşmesi için, bu Kanun Hükmünde Kararname’nin 43. ve 53. maddeleri hükümleri uygulanır” hükmünü, aynı KHK’nın 43. maddesi ise, “Patent başvurusu tarihi Yönetmelikte şekli ve kapsamı yazılı olan ve aşağıda belirtilen unsurların Enstitü’ye veya onun yetkili kıldığı makama verildiği tarih, saat ve dakika itibariyle kesinleşir” hükmünü amirdir. Somut olayda, davacı vekili açtığı dava ile endüstriyel tasarım ve faydalı model başvurularının bulunduğunu iddia etmiş, ıslah dilekçesi ile 554 sayılı KHK uyarınca hukuki koruma talebinde bulunmuştur.

Yine, dosya içerisinde bulunan TPE yazılarından, davacı yana faydalı model belgesi verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, mahkemece, davacı yanın yaptığı endüstriyel tasarım tescil ve faydalı model başvuruları kabul edildiğine, davacı yan dava ve ıslah dilekçesi ile endüstriyel tasarım ve faydalı modelden bahsettiğine ve 554 sayılı KHK’nın hukuki korumasından yararlanmak istediğine göre, davanın görülüp sonuçlandırılacağı mahkemenin ihtisas mahkemesi olduğu kabul edilerek, davaya devamla işin esasına girilmesi, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23.10.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.