YARGITAY 11. Hukuk Dairesi 2007/1677 E. , 2008/4071 K.

Bir Alan Adının Başkasının Marka Hakkını İhlal Etmesi; Alan adlarına ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığından, hak sahibi haksız rekabet hükümlerine göre dava açabilir.

Özet: ALAN ADLARINA İLİŞKİN BİR YASAL DÜZENLEME BULUNMADIĞINDAN, BİR ALAN ADININ BAŞKASININ MARKA, TİCARET UNVANI, İŞLETME ADI GİBİ KORUNAN BİR HAKKINI İHLAL ETMESİ HALİNDE, HAK SAHİBİ HAKSIZ REKABET HÜKÜMLERİNE GÖRE DAVA AÇABİLİR.

Taraflar arasında görülen davada (Ankara Sekizinci Asliye Ticaret Mahkemesi)nce verilen 19.07.2006 tarih ve 2004/227-2006/320 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı-karşı davalı vekili, müvekkilinin 17.06.2002 tarihinde kurularak ticaret siciline kayıt edildiğini, şirketin mimari proje üretip uygulamak, de-korasyon, düzenleme işleri yapmak konularında faaliyet gösterdiğini, davacının yaptığı çalışmalar sonucunda m… proje unvanını aynı sahada faaliyet gösteren diğer işletmelerden ayırt edici hale getirdiğini, davalı şirketin ticaret unvanında yer almayan Mm… proje” sözcüğünü içeren “M… proje com. tr.”yi alan adı olarak kullandığını, internet alan adının ODTÜ tarafından kullanılmasına izin verilmesinin ticaret unvanına saldırıyı ortadan kaldırmayacağını ileri sürerek, karşı davanın reddine, haksız rekabetin ve tecavüzün önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş ve ıslah dilekçesi ile de 15.000 YTL manevi tazminata hükmedilmesin!’istemiştir.

Davalı-karşı davacı vekili, müvekkilinin davacı şirketin daha önce 22.11.1998 tarihinde kurularak ticaret siciline tescil edildiğini, davalının mühendislik proje yapım alanında faaliyet gösterdiğini, “M… Proje com. tr.” ibaresini ODTÜ bünyesinde yetkili DNS yönetimine başvurarak alan adını kullanma hakkını iktisap ettiğini savunarak, davanın reddini istemiş, davacı-karşı davalının yaptığı haksız rekabetin önlenmesini ve ticaret unvanının sicil kaydından silinmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, iddia, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, (www.M…proje.com.tr) alan adının davalıya yapılan tahsisinin iptal edildiği ve 23.11.2005 tarihi itibariyle davacı adına kaydedilerek 29.11.2010 tarihine kadar da geçerliliğini sürdüreceği, karşı davanın ise işlemden kaldırılarak süresinde yenilenmediği gerekçesiyle, asıl dava yönünden davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, karşı dava yönünden ise açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararı, davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı vekili, müvekkilinin tescilli ticaret unvanının ayırt edici unsuru olan “m… proje” ibaresinin davalı tarafından alan adı olarak kullanılması suretiyle haksız rekabet yaratıldığını iddia etmiştir. Dosyada mevcut belge ve yazışmalardan “M… Proje com.tr”de oluşan alan adının dava tarihinde davalıya tahsis edildiği, ancak, yargılama sırasında bu tahsisin iptal edilerek 23.11.2005 tarihi itibariyle de davacıya tahsis edildiği anlaşılmaktadır. Türkiye için kullanılan “tr” ülke kodlu alan adları ODTÜ “tr” Alan Adı Yönetimi tarafından tahsis edilmektedir. Alan adları yürürlükteki mevzuatlarda düzenlemediğinden, TTK’nın 5715. maddesindeki “işaret” ve “tanıtma vasıtalar” olarak nitelendirilip değerlendirilmesi gerekir. Öte yandan, alan adları her ne kadar belli bir organizasyon ve kurallar çerçevesinde ODTÜ “tr” Alan Adı Yönetimi tarafından tahsis edilip, itiraz ve yönetim işlemleri de anılan kuruluş tarafından yerine getirilmekte ise de, bir alan adı başkasının marka, ticaret unvanı, işletme adı gibi koruma haklarını ihlal etmekte ise, hak sahibi, alan adını veren kuruluş nezdinde itiraz edebileceği gibi, hakkının korunması için mahkemeye de başvurabilir.

Alan adlarına ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığından, alan adının korunan bir işareti ya da hakkı ihlal etmesi halinde TTK’nın 56. vd. maddelerine dayalı haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası açılması mümkündür ve alan adı tahsisine yetkili kuruluş bu yetkisini kanundan almadığından dolayı, tahsis edilen alan adının sicilden terkin edilinceye kadar olan kullanımında haksız rekabet oluşturması mümkündür. Somut uyuşmazlıkta, davacı adına tescilli ticaret unvanının ayırt edici eki WM… Proje” davalı adına tescilli ticaret unvanının ayırt edici eki ise “m…” sözcükleridir. Bu bakımdan, davalının unvandaki “m…” sözcüğü yerine davacı unvanının esaslı unsuru olan “m… proje” ibaresini alan adı tanıtma vasıtası olarak kullanması TTK’nın 56. vd. maddeleri uyarınca haksız rekabet oluşturur.

Her ne kadar, davalıya tahsis edilen “M… Proje.com.tr” alan adı yargılama sırasında ODTÜ Alan Adı Yönetimi tarafından iptal edilmiş ise de, söz konusu tahsisin iptaline rağmen, davalı gazetede yayımlanan iş ilanlarında elektronik yazışma adresi olarak “M… Proje” ibaresini kullanmaya devam ettiğine göre, davacının anılan ibarenin kullanımının haksız rekabet oluşturduğunu mahkeme kararıyla tespiti ve önlenmesini istemekte hukuki yararı bulunmaktadır. Bu bakımdan alan adı tahsisi iptal edildiğinden konusu kalmayan haksız rekabete yönelik dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına ilişkin mahkeme kararı gerekçesi yerinde değildir.

Öte yandan, davacı 28.04.2006 tarihli ıslah dilekçesi vererek harcını ödemek suretiyle başlangıçta saklı tuttuğu manevi tazminat isteminde de bulunduğu halde, bu istemin de ıslah kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle reddi dahi isabetsizdir. Bu bakımdan, işin esasının incelenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, kararda yazılı gerekçelerle asıl dava yönünden konusu kalmayan haksız rekabet davası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı (karşı davalı) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl davaya ilişkin mahkeme kararının (BO-ZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 28.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.